Ana Sayfa
Video
Galeri
♦♦►Haber
Bütün Gazeteler
Köşe Yazarları
Net Gazete
♦♦►Tarih
Prof.Dr.Ekrem Bugra Ekinci
Tarih Ansiklopedisi
Türk Âlemiyiz
♦♦►Sağlık-Yemek
Sağlık
Pratik Bilgiler
Hekimce.com
Bitkilerin FAYDALARI
♦♦►Dini
Sohbet
E-kitap
Duâlar
Ilahiler
İlahi dinle
Hikâyeler
=> Şifayı veren Allah
=> Tohumlar bitkiye dönmezse
=> Ağaç Dikmek
=> Ebû Amr
=> Ahmet Mekki Efendi
=> Ağlayan Çocuk
=> Kibirlinin Burnu
=> Unutmak Kolay
=> Dudakla Bardak Arası
=> Belki de hatâ bizde
=> Kaynanayı ne yapmalı?
=> Borcum Vardı
=> Bir saatin kaça?
=> Gelinciğin Vefâsı
=> Beterin Beteri Var!
=> Bir Düğün Hikâyesi
=> Aklın Üstünlüğü
=> İpin Hesabı
=> Hızır Aleyhisselâm Nasıl Görülür?
=> Affetmenin Dayanılmaz Hafifliği
=> Kayıp Saat
=> Bebek
=> Affet Babacığım
=> Yeşil Elbise
=> Sakın ihmal etme!
=> Geçti Artık Geçti...
=> Vefa
=> Gizli Sevgi
=> Son Fırsat
Menkîbeler
Osman Ünlü
Silsile aliyye
HuzuraDogru.Tv
Sûreler Ve Dûalar
Internet Radyonuz
Kıyâmet Alâmetleri
Muhammed Aleyhisselamın Hayatı
Esma-i Hüsnâ (Anlamlari)
Esma-i Hüsnâ (Faydalari)
Yazar Ömer Çetin Engin
♦♦►Eğlence
Tavsiyeler
Kare Bulmaca
Serbest Yazılar
Enteresan Bilgiler
Biliyor Musunuz ??
Eğitici Oyunlar(Fransizca)
♦♦►Diğerleri
Sesli Tiyatro
İllerimiz
Sitemap
 

.

Şifayı veren Allah


Şifayı veren Allah
 


Perhizle yasamaktan bıkmıştı, azıcık ihmal etse ülseri kendini hatırlatıyordu. Doktorlar, "ameliyat" diyorlardı ama hani para? Bu devirde cılız emekli maaşından artırmak mümkün müydü? Varı yoğu dededen kalma arsada ki hissesiydi. Başkasına satamazdı. Kendi alamazdı. Hem yeğenleri bu arsada araba ney yıkıyor fıkırdıyorlardı. Ama bir gün hayırsızlar kapıyı çalıp el öptüler. Bu arsayı bize sat dediler.

-Tamam alın.

-Ne istiyorsun?

-Ameliyat parası verin tamam.

Ve öyle oldu. Yeğenleri bir şeyler imzalatıp parayı önüne koydular. Sıra ameliyat için gün almaya gelmişti. Sahi ağrıları biter miydi. Bundan böyle istediğini yiyebilir miydi?

Çocuklar neşe içinde oyun oynuyorlardı. Bir tanesi hariç...

Bir çocuk, kenarda oturmuş mahzun mahzun diğer çocukları seyrediyordu. İhtiyar, yanına oturup sordu "Ne o, seni aralarına almıyorlar mı yoksa?"

-Hayır, alıyorlar amca... Alıyorlar da... Ben oynayamıyorum...

-Neden?

-Bana koşmak yasak.

-Hasta mısın?

-Kalbim delik.

-Yok mu çaresi.

-Var ama çok para

İhtiyarın gözleri buğulandı...

-Bak ben şu san evde oturuyorum. Babana söyle, akşam bana uğrasın.

Akşam çay içtiler hoşbeş ettiler. Misafiri kalkmalı olunca ihtiyar mendile sarıp düğümlediği parayı uzattı, "Lütfen bunu al" dedi, "Çocuğunu ameliyat ettir. O da diğerleri gibi koşup oynasın."

Adamcağız ihtiyarın ellerine sarıldı. Sevinç gözyaşlarıyla evden çıktı. İhtiyar huzur içindeydi. "Benim ayağımın biri zaten çukurda" dedi, "Hastalığa, ağrıya alıştım. Hem şurada kaç gün yaşayacağım. Ama bu çocuk henüz yedinci baharını bile görmemiş... Annesinin ak sütü gibi helal olsun."

Çocuk ihtiyarın verdiği para ile ameliyat oldu ve iyileşti.

İhtiyar da iyileşti. Ama kendiliğinden...

İlaç, ameliyat vesile. Şifa merhametlilerin en merhametlisinin elinde değil mi? Ona da verdi.

Hem bıçak altına yatmadan. Düşünebiliyor musun şimdi çiğköfteleri ikişer ikişer yutuyor. Eksi, turşu ne bulursa götürüyor mideden ses yok. Giderayak ağzının tadı geldi. Yetmişinden sonra bahar yasıyor. Parayı kendine ayırsaydı, bunlar olmayacaktı.





 

 
Bu websitesinin sahibi "Top liste" ekstrasını daha aktive etmemiş!
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol