EZÂN VE IKÂMET
Ezân, herkese bildirmek demekdir. Bes vakt namâz ve kazâ
namâzları için ve Cum’a namâzında hatîbin karsısında, erkeklerin
ezân okuması, sünnet-i müekkededir. Kadınların ezân ve
ikâmet okuması mekrûhdur. Ezân, baskasına vakti bildirmek
için, yüksekde okunur. Ezân okunurken, iki eli kaldırıp, birer
parmagını iki kulagın deligine koymak müstehabdır. Ikâmet
okumak, ezândan dahâ efdâldir. Ezân ve ikâmet, kıbleye karsı
okunur. Okunurken konusulmaz, selâma cevâb verilmez.
Ezân ve Ikâmet Hangi Hâllerde Okunur?
1- Kırda, bostânda yalnız veyâ cemâ’at ile kazâ kılarken, erkeklerin
ezânı ve ikâmeti yüksek sesle okumaları sünnetdir.
Ezânı isiten insanlar, cinnîler, taslar, kıyâmet günü sâhid olacakdır.
Birkaç kazâ namâzını bir arada kılan, önce ezân ve ikâmet
okur. Sonraki kazâları kılarken, hepsine sâdece ikâmet
okur. Sonraki kazâlarda ezân okumasa da olur.
2- Evinde yalnız veyâ cemâ’at ile vakt namâzı kılan, ezân ve
ikâmet okumaz. Çünki, câmi’de okunan ezân ve ikâmet evlerde
de okunmus sayılır. Fekat, okumaları efdâldir. Mahalle câmi’inde
ve cemâ’ati belli kimseler olan her câmi’de, vakt namâzı, cemâ’at
ile kılındıkdan sonra, yalnız kılan kimse, ezân ve ikâmet
okumaz. Yollarda bulunan veyâ imâmı ve müezzini bulunmayan
ve cemâ’ati belli kimseler olmayan câmi’lerde, çesidli zemânlarda
gelenler, bir vaktin namâzı için, çesidli cemâ’atler yaparlar.
Her cemâ’at için ezân ve ikâmet okunur. Böyle câmi’de
yalnız kılan da ezân ve ikâmeti kendi isitecegi kadar sesle okur.
3- Misâfir olanlar, kendi aralarındaki cemâ’at ile de, yalnız
kılarken de ezân ve ikâmet okur. Yalnız kılanın yanında, arkadasları
varsa, ezânı terk edebilir. Seferî olan kimse bir evde yalnız
kılarken de, ezân ve ikâmet okur. Çünki, câmi’de okunan,
onun namâzı için sayılmaz. Seferî olanlardan ba’zısı, evde ezân
okursa, sonra kılanlar okumaz.
Akllı çocugun, a’mânın, veled-i zinânın, ezân okumasını bilen
câhil köylünün ezân okuması kerâhetsiz câizdir. Cünüb
kimsenin ezân ve ikâmet okuması ve abdestsiz ezân okumak ve
kadının, fâsıkın, serhosun, aklsız çocugun ezân okuması ve oturarak
ezân okumak tahrîmen mekrûhdur. Bunların ezânları
tekrâr okunur. Ezânın sahîh olması için müezzin, müslimân ve
akllı olmalıdır. Ho-parlör ile okumak sahîh olmaz.
Fâsık kimsenin, ezânı sahîh olmaması, ibâdetlerde bunun
sözü kabûl edilmedigi içindir. Fâsıkın ve ho-parlörün ezânı ile
vaktin geldigine inanılmaz. Bunun ezânı ile veyâ verdigi bir isâret
ile oruc bozulmaz.
Ezâna ta’zîm ve hürmet edenler ve onu, harflerini, kelimelerini
degisdirmeden, bozmadan, tegannî etmeden, minâreye çıkıp,
sünnete uygun okuyanlar, yüksek derecelere vâsıl olacaklardır.
Fekat, ezân sünnete uygun okunmuyorsa, meselâ ba’zı kelimeleri
degisdirilmis, terceme edilmisse ve ba’zı yerinde tegannî
ederek okunuyorsa veyâ ezân sesi, ho-parlör denilen âletden
geliyorsa, (Çünki, ho-parlörden çıkan ses, imâm veyâ müezzinin
sesi degildir. Bunların sesi elektrik ve miknâtıs hâline dönüyor.
Bu elektrik ve miknâtısın hâsıl etdigi ses duyulur) bunu isiten,