Gusl Abdesti Nasıl Alınır?
Sünnet üzere gusl abdesti, söyle alınır:
1- Önce, temiz olsalar dahî, iki eli ve avret yerini ve bedeninde
necâset (pislik) bulunan yerleri yıkamalıdır.
2- Sonra, tam bir abdest almalı, yüzünü yıkarken gusle niyyet
etmelidir. Ayakların altında su toplanmıyorsa, ayakları da
yıkamalıdır.
3- Sonra bütün bedene üç def’a su dökmelidir. Önce üç def’a
basa, sonra sag omuza, sonra sol omuza dökmelidir. Her döküsde
o taraf temâm ıslanmalıdır. Birinci döküsde ogmalıdır.
Guslde, bir uzva dökülen su, baska uzvlara akıtılırsa orası da
temizlenir. Çünki, guslde bütün beden, bir uzv sayılır. Abdest
alırken bir uzva dökülen su ile baska uzv ıslanırsa, yıkanmıs sayılmaz.
Gusl temâm olunca, tekrâr abdest almak mekrûhdur.
Fekat, gusl ederken abdesti bozulursa, bir dahâ almak lâzım
olur.
AÇIKLAMA (Dolgu ve Kaplama Disi Olanlar):
Hanefî mezhebinde, dislerin arası ve dis çukurları ıslanmazsa,
gusl temâm olmaz. Bunun için, dis kaplatınca ve doldurunca,
gusl abdesti sahîh olmaz. Insan cenâbetlikden kurtulamaz.
Altın, gümüs ve necs olmayan baska maddelerden yapılan kaplama
ve dolguların altına su girmeyince, Hanefî mezhebi âlimlerinin
hepsine göre, gusl abdesti câiz olmaz.
Tahtâvî, (Merâkıl-felâh) hâsiyesi, doksanaltıncı sahîfesinde
ve ayrıca bunun tercemesi olan (Ni’met-i Islâm) kitâbında söyle
yazıyor: Bir Hanefînin, kendi mezhebine göre yapamadıgı bir
isi yapabilmesi için, Sâfi’î mezhebini taklîd etmesinde bir be’s
yokdur. (Bahr-ür-râık) ve (Nehr-ül-fâık) kitâblarında da böyle
yazılıdır. Fekat, bu isi yaparken, o mezhebin sartlarını da yerine
getirmesi lâzımdır. Harac, mesakkat olmadan ve sartlarını
yapmadan taklîd ederse, buna (müleffik) denir ki, kolayları
toplayıcı demekdir. Bu, câiz degildir.
Kendi mezhebindeki bir farzı yapamayan kimsenin, yalnız
bu farzı yapması için baska mezhebi taklîd etmesi lâzımdır. Fekat,
bu isi yaparken, taklîd etdigi mezhebin sartlarını da yerine
getirmelidir. Kaplama ve dolgu yapdıran Hanefî mezhebindeki
bir kimsenin, Mâlikî veyâ Sâfi’î mezhebini taklîd etmesi için,
guslde, abdest almakda ve namâzda niyyet ederken, Imâm-ı
Mâlike veyâ Imâm-ı Sâfi’îye tâbi’ oldugunu hâtırlaması yetisir.
Ya’nî gusl abdesti almaga baslarken, (Niyyet etdim gusl abdesti
almaga ve Mâlikî veyâ Sâfi’î mezhebine uymaga) sözünü kalbinden
geçiren bir kimsenin, gusl abdesti sahîh olur. Agzında
kaplama veyâ dolgu bulunan Hanefî mezhebindeki bir kimse,
böyle niyyet edince, guslü ya’nî boy abdesti sahîh olur. Cünüblükden
kurtulur, temiz olur. Mâlikî veyâ Sâfi’î mezhebini taklîd
edince, abdesti ve namâzları sahîh olur. Kaplama ve dolgusu olmayanlara
da imâm olabilir.
Sâfi’î mezhebini taklîd edenin, imâm arkasında Fâtiha sûresini
okuması, kendisinin veyâ baskasının sev’eteynine, ya’nî iki
abdest bozma uzvlarına eli ayası ile dokunursa ve nikâh ile alması
harâm olan onsekiz kadından baska kadının derisine derisi
degerse abdest alması, abdeste niyyet etmis olması ve az necâsetden
de sakınması lâzımdır. Kur’ân-ı kerîm tutacagı zemân
da Sâfi’î mezhebine göre abdestli olması lâzımdır. Hanefî mezhebinde
olan bir yolcunun, Sâfi’î mezhebini taklîd ederek, ögle
ile ikindi ve aksam ile yatsı namâzlarını takdîm ve tehîr ederek,
birlikde kılabilmesi için, Sâfi’î mezhebine göre abdestli olması