Ana Sayfa
Video
Galeri
♦♦►Haber
Bütün Gazeteler
Köşe Yazarları
Net Gazete
♦♦►Tarih
Prof.Dr.Ekrem Bugra Ekinci
Tarih Ansiklopedisi
Türk Âlemiyiz
♦♦►Sağlık-Yemek
Sağlık
Pratik Bilgiler
Hekimce.com
Bitkilerin FAYDALARI
♦♦►Dini
Sohbet
E-kitap
Duâlar
Ilahiler
İlahi dinle
Hikâyeler
Menkîbeler
Osman Ünlü
Silsile aliyye
HuzuraDogru.Tv
Sûreler Ve Dûalar
Internet Radyonuz
Kıyâmet Alâmetleri
Muhammed Aleyhisselamın Hayatı
=> Mübarek Nuru
=> Dünyaya Teşrifleri
=> Mübarek Emanet
=> Gençliği ve Evlenmesi
=> Biseti ve Daveti
=> İlk Müslümanlar
=> Habeşistana Hicret
=> Habeşistana İkinci Hicret
=> Hüzün Yılları
=> Miraç Mucizesi
=> Hicret
=> Medine-i Münevvere Devri
=> Bedir Gazası
=> Hazret-i Fatıma'nın Evlenmesi
=> Beni Nadir Yahudileri
=> Fatıma Binti Esed'in Vefatı
=> Reci Vakası
=> Beni Mustalik Gazası
=> Beni Kureyza Yahudileri
=> Hudeybiye Sulhnamesi
=> Davet Mektupları
=> Hayberin Fethi
=> Umret-ül Gaza Seferi
=> Mute Gazası
=> Mekke'nin Fethi
=> Huneyn Gazası
=> Tebük Seferi
=> Veda Haccı
=> Vefatı
=> Hilye-i Saadet
=> Âlemlerin Rahmeti
=> Bazı Mucizeleri
Esma-i Hüsnâ (Anlamlari)
Esma-i Hüsnâ (Faydalari)
Yazar Ömer Çetin Engin
♦♦►Eğlence
Tavsiyeler
Kare Bulmaca
Serbest Yazılar
Enteresan Bilgiler
Biliyor Musunuz ??
Eğitici Oyunlar(Fransizca)
♦♦►Diğerleri
Sesli Tiyatro
İllerimiz
Sitemap
 

.

Biseti ve Daveti


 
 İlk vahyin gelmesi
 Allah’ın adıyle oku
 İlk tebliğ vazifesi
 


İlk vahyin gelmesi

Otuzyedi yaşında idiler ki o Server,
Gaibden (Ya Muhammed!) diye duydu bir sesler.

Otuzsekiz yaşına girdiğinde de yine,
Bu defa bazı nurlar göründü kendisine.

Peygamberlik gelmesi daha yaklaştığında,
Edib (Kus bin Saide), Ukaz panayırında,

Toplanan insanlara bir müjde veriyordu.
O meşhur hutbesinde, o gün şöyle diyordu:

(Ey insanlar geliniz, alınız ki bir ibret.
Yaşayan herkes ölüp, fani olur akıbet.

Gelin kulak verin ki, bize mühim haber var.
Olacak hadiseden, siz de olun haberdar.

Hak teâlâ indinde, bir din var, hak ve gerçek.
Ve Onun Peygamberi var ki, bir gün gelecek.

Hem de çok yakınlaştı o Resul’ün gelmesi.
Başınızın üstüne düştü hatta gölgesi.

Ona iman edenler, erer sonsuz rahata.
Vay Ona isyan edip, inkâr eden bedbahta.)

O gün Arabistan’da yoktu huzur ve rahat.
Kaplamıştı her yeri, haksızlık, zulüm, fesat.

Her türlü ahlaksızlık, hüner sayılıyordu.
İçki, kumar ve zina, hiç yadırganmıyordu.

Adem Nebi’den beri, dünyada böylesine,
Bir vahşet ve sapıklık olmamıştı bir sene.

Çoğu insan, adeta canavar kesilmişti.
Cemiyet, patlamaya hazır hale gelmişti.

İnsanların huzura kavuşmaları için,
Doğması gerekirdi (Saadet güneşi)nin.

Onun doğması ile, küfür yok olacaktı.
Zulümlerin yerini adalet alacaktı.

Önce sadık rüyalar gösterildi kendine.
Rüyada gördükleri, çıkardı aynen yine.

Bu sadık rüyaları, vahiy’den cüz idi tam.
O Serverin bu hali, altı ay etti devam.

Daha da yaklaşınca asıl vahyin gelmesi,
Çoğaldı işittiği o (Ya Muhammed!) sesi.

O Servere, yalnızlık sevdirildi bu kere.
Hira mağarasında, başladı tefekküre.

Bazan Mekke’ye inip, Beytullah’a giderdi.
Ve bir müddet, evinde istirahat ederdi.

Sonra, biraz yiyecek alaraktan yanına,
Giderdi yine yalnız, Hira mağarasına.

Bazan günlerce kalır, Mekke’ye inmezdi pek.
O zaman da, zevcesi götürürdü yiyecek.

Kırk yaşındayken bir gün, Hira mağarasında,
Tefekküre dalmıştı, bir gece yarısında.

Onyedi Ramazan’da, Pazartesi gecesi,
İşitti kendisini çağıran aynı sesi.

Başını kaldırıp da, baktığında etrafa,
(Ya Muhammed!) sesini işitti O bir daha.

Ve her yeri kaplayan bir nur gördü aniden.
Arkasından Cebrail göründü Ona birden.

Resul-i kibriyaya hitaben (Oku!) dedi.
(Ben okumuş değilim) diyerek cevap verdi.
 


Allah’ın adıyle oku

Cibril, kuvvetle sıkıp, (Oku!) dedi bu sefer.
(Ben okumuş değilim) dedi yine o Server.

İkinci defa sıkıp, (Oku!) dedi o yine.
(Ben okumuş değilim) buyurdu kendisine.

Üçüncü defa sıkıp ve sonra bırakarak,
Beş âyet-i kerime okudu ilk olarak.

(Oku Allah adıyla, ki Odur tek yaratan.
O halk etti insanı, pıhtılaşmış bir kandan.

Hak teâlâ, çok kerem ve ihsan sahibidir.
O, bilmediklerini kalem ile öğretir.) 

Resul dahi okudu bunları Cebrail’le.
Cihanı aydınlatan o (Güneş) doğdu böyle.

Sonra bir ürperti ve korku ile bu sefer,
Aşağıya inmeye başladı Hayrül beşer.

Dağın tam ortasına gelmişti ki, bu defa,
Cebrail’in sesini duydu yine bir daha.

Durdu ve kulak verdi, diyordu: (Ya Muhammed!
Allahü teâlânın Resulüsün sen elbet.

Ben ise Cebrail’im) dedi ve ökçesiyle,
Yere vurup, o yerden su çıktı bil vesile.

Durup, abdest almaya başladı ondan melek.
Resul seyrediyordu, onu, dikkat ederek.

Ve sonra bir abdest de, aldı Fahr-i kâinat.
Sonra namaz kıldılar birlikte iki rekat.

Selam verip dedi ki Cibril aleyhisselam:
(Ya Muhammed, Rabbimiz ediyor sana selam.

Sana buyuruyor ki: Sen benim, ins ve cinne,
Resulümsün, onları davet eyle dinine.)

Hanesine gelirken Resul aleyhisselam,
Ona, taş ve ağaçlar verirlerdi hep selam.

Gördüğü bu şeylerden, ürpermişti begayet.
Ve bir korku içinde eve geldi nihayet.

Girip, (Beni örtünüz! Beni örtünüz!) dedi.
Rahatlayana kadar, istirahat eyledi.

Anlattı bu şeyleri hazret-i Hatice'ye.
Buyurdu ki: (Kapıldım bir korku, endişeye.

Şundan ki, Mekke halkı vakıf olunca buna,
Dil uzatıp kötüler ve mecnun derler bana.)

Hazret-i Hatice de dedi: (Allah korusun.
Sen, elbet bu ümmetin Peygamberi olursun.

Zira ihsan edersin yolcuya, misafire.
Çok merhamet edersin muhtaçlara, fakire.)

Varaka bin Nevfel’e gittiler sonra hemen.
Varaka, o Serveri dinleyince tamamen,

Dedi ki: (Ya Muhammed, müjdeler olsun sana!
Kavuşmuşsun Allah’ın büyük bir ihsanına.

Yemin ediyorum ki, sen Hazret-i İsa’nın,
Müjdelemiş olduğu Peygambersin bi hakkın.

Sana görünen melek, Cibril’dir ki o gece,
O, Hazret-i Musa’ya gelmişti senden önce.

Keşke genç olsaydım da, hicrete yetişseydim.
Ve kâfirlere karşı, sana hizmet etseydim.)

Sonra Resulullahın elini öpüp bizzat,
Fazla zaman geçmeden eyledi Hakka vuslat.
 


İlk tebliğ vazifesi

İlk vahiy geldiyse de Hira’da kendisine,
Daha sonra kesilip, hiç gelmedi üç sene.

Bu arada İsrafil adındaki bir melek,
Bazı şeyler öğretti Ona bazan gelerek.

Üç senenin sonunda, bir gün Hira dağından,
İnerken ses işitti gökyüzü tarafından.

Yukarı baktığında Cibril’i gördü yine.
Oturmuştu nurani bir kürsü üzerine.

Korkuya kapılarak, evine vasıl oldu.
Ve (Beni bir şey ile örtün!) diye buyurdu.

O zaman Hak teâlâ, Müddessir suresinden,
Bir kaç âyet gönderip, buyurdu ki mealen:

(Ey örtüye bürünen Peygamber, bu vahiyle,
Kalk da korkut kavmini 
Allah’ın azabiyle.

İman etmezler ise, kendilerine de ki:
Azaba uğrarsınız bu yüzden elbette ki.)

Bu emir gelir gelmez Allah’ın Habibine,
Başladı insanları İslam’a davetine.

Cibril aleyhisselam, vahiy getirdiği an,
Bir insan suretinde gelirdi çoğu zaman.

Sahabe’den vardı ki (Dıhye) nam güzel bir zat,
O zatın suretinde gelirdi hem de bizzat.

Bazan ilka ederdi, görünmeden kalbine.
Bazan da rüya ile söylerdi Ona yine. 

Bazan da, dehşet saçan uğultuyla gelirdi.
Vahyin en ağırı da, böyle gelenler idi. 

Allah’ın Habibinin, o vahiy geldiği an,
Terler dökülür idi, o mübarek alnından.

Vahyin ağırlığından, deve yere çökerdi.
Gören sahabiler de, bunu hissederlerdi. 

İlk vahyin gelmesiyle, tebliğ vazifesine,
Başlayıp, bu tebliği sürdü yirmiüç sene.

Peygamber efendimiz, ümmî idi esasen.
Yani ders görmemişti ömründe hiç kimseden.

Hiç kitap okumamış, bir yazı yazmamıştı.
O, Mekke’de doğmuş ve orada yaşamıştı.

Böyle olduğu halde, Tevrat’ta ve İncil’de,
Hatta Yunan ve Roma devirleri içinde,

Yazılmış kitaplarda bulunan bilgilerden,
Haber verdi hem dahi geçmiş hadiselerden.

Rum, İran, Habeşistan hükümdarlarına da,
Mektup yazıp gönderdi, dini tebliğ babında.

Sair sultanlara da, mektuplar göndermişti.
Huzuruna, altmıştan fazla elçi gelmişti.

Bu babta, Rabbimiz de, Kitabında esasen, 
Şöyle buyurmaktadır bir âyette mealen:

(Sen bu Kur’an-ı kerim gelmeden daha ilkin, 
Bir kitap okumamış, yazı yazmamış idin.

Okur yazar bir kimse olsa idin sen eğer,
Başkasından öğrendin derler idi kâfirler.)

Yine Necm suresinde buyurur ki mealen:
(O, hiçbir şey konuşmaz asla kendiliğinden.

Onun bütün sözleri, elbet vahiy iledir.
Ona, her yapacağı, vahiyle bildirilir.)



 
Bu websitesinin sahibi "Top liste" ekstrasını daha aktive etmemiş!
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol